Periferik Damar Hastalıkları
Periferik damarlar, koroner ve beyin dışındaki damarlara verilen ortak isimdir. Bu damarlar, atardamar ve toplardamar olarak ikiye ayrılır. Genel olarak, atardamarlar, kalbinizden vücudunuzun geri kalanına temiz kanı taşıyan, toplardamarlar ise vücudumuzdan kirli kanı kalbimize taşıyan damarlardır.
Bu terminolojinin dışında kalan akciğerin damarlarıdır. Akciğer atardamarları kirli kanı kalpten akciğere, toplardamarları temiz kanı akciğerden kalbe taşır.
Damar yapısı farklı olan diğer organımız karaciğerdir. Karaciğer hem kalpten gelen atardamar (hepatik arter), hem de barsaklardan gelen toplardamardan (portal ven) beslenir. Buna dual kan sistemi denir.
Vücudumuzda atar ve toplardamarımız dışında lenf sıvısını taşıyan lenf damarlarımız mevcuttur.
Atardamarları tutan hastalıklar şunlardır:
Ateroskleroz: Atardamarların plak birikmesi nedeniyle sertleşmesi ve daralmasıdır. Plak, kolesterol, kalsiyum ve diğer maddelerden oluşan yağlı birikimdir.
Anevrizma: Bu, bir atardamar duvarının zayıflaması ve balonlaşmasıdır. Anevrizmalar herhangi bir atardamarda meydana gelebilir, ancak en sık aortta (kalpten çıkan ana atardamar) görülür.
Atardamar diseksiyonu: Bu, atardamar duvarının yırtılmasıdır. En sık aort adı verilen ana damarda görülür. Yüksek tansiyon veya travma gibi bir dizi faktörden kaynaklanabilir.
Arteriovenöz fistül: Atardamar ile toplardamar arasındaki anormal ağızlaşmadır. Doğumsal olabileceği gibi kaza sonucu da meydana gelebilir.
Arteriyovenöz malformasyon: Atardamar ve toplardamarlar arasında normalde bulunan kapiller damarlar yerine geniş damar yumağıdır.
Toplardamarları tutan hastalıklar şunlardır:
Kronik venöz yetmezlik: Bu, toplardamarların kanı kalbe verimli bir şekilde taşıyamamasıdır. Bu, varislere, bacaklarda şişmeye ve cilt değişikliklerine yol açabilir. Bu konuyu Varis tedavisi başlığı altında daha ayrıntılı anlatmaktayım, inceleyebilirsiniz.
Varis sadece bacaklarda görülmez. Varikosel veya kadınlarda görülen yumurtalık yani Pelvik (genital) varis de bir tür varis hastalığıdır. Karaciğer yetmezliğinde (siroz) yemek borusu, mide duvarı ve dalak komşuluğunda da varisler oluşur.
Derin ven trombozu (DVT): Bu, bacağınızdaki derin bir toplardamarda kan pıhtılaşmasıdır.
Pulmoner emboli: Bu, akciğerlerinize giden bir atardamarda kan pıhtılaşmasıdır. DVT'den kaynaklanır.
Venöz malformasyon ve hemanjiom: Her ikisi de damarlarla ilgili olan, ancak farklı özelliklere sahip iki farklı tıbbi durumdur.
Periferik damar hastalıklarında uygulanan girişimsel tedaviler:
Girişimsel radyoloji, damar hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir dizi minimal invaziv tedavidir. Bu tedaviler genellikle cerrahiye kıyasla daha az ağrılı ve daha az invazivdir ve daha hızlı iyileşme süresi sunar. Periferik damar hastalıklarında girişimsel radyolojik tedavilerden bazıları şunlardır:
Anjiyoplasti: Bu, daralmış veya tıkanmış bir atardamarı veya toplardamarı açmak için bir balon veya stent kullanmayı içeren bir işlemdir.
Stent yerleştirilmesi: Bu, bir atardamarı veya toplardamarı açık tutmak için bir stentin yerleştirilmesini içeren bir işlemdir. Stent, metal veya plastikten yapılmış küçük bir tüptür.
Stent greft tedavisi: Damardaki yırtığın veya anevrizma adı verilen genişlemenin üstü kaplı stentlerle tedavisidir.
Tromboembolektomi/trombolizis: Akut (ani) pıhtı ile tıkanmış bir damarın özel kateter sistemleri veya damar içinden verilen ilaçlarla açılma işlemidir.
Embolizasyon: Bu, kan akışını bir tümöre veya anormal bir kan damarın kanlanmasını kesmek için bir tıkama cihazı kullanmayı içeren bir işlemdir.
Perkutan skleroterapi: Varis ve venöz malformasyonlara ultrasonografi ve floroskopi eşliğinde sklerozan madde enjeksiyonudur.
Geçici veya kalıcı damar yolu: Uzun süreli ilaç kullanımı, diyaliz ve damar yolu ile beslenmesi gereken hstahastalara uygulanır.
Venöz port takılması: Tümör hastaları gibi aralıklı ilaç tedavisi gören hastalarda damarların hasarlanmaması için göğüs ön duvarına port adı verilen hazne yerleştirilmesidir.
Girişimsel radyolojik tedavilerin çoğu, lokal anestezi altında ayakta tedavi bazında yapılabilir. İşlemden sonra hastalar genellikle aynı gün eve dönebilirler.
Girişimsel radyolojik tedavilerin riskleri şunlardır:
- Kanama
- Enfeksiyon
- Kan pıhtıları
- Alerjik reaksiyonlar
- Damar veya sinir hasarı
Girişimsel radyolojik tedavi sizin için uygun olup olmadığını doktorunuza danışabilirsiniz.